bugün

entry'ler (9)

yüzyılın sorunu

(bkz: küresel ısınma)

miskinler tekkesi

ruh hastalıklarına olduğu kadar beden hastalıklarına da çare arayan tekkelerdir. tarihte, kurulan bu tekkeler, (leprozori)toplumda hor görülen hastalara yardım elini uzatmış ve huzur evleri gibi faaliyet göstermişlerdir.

vedalar

hinduizmin bilinen en eski kutsal metinleri.
söz konusu kutsal metinler kendi içinde dört bölümden meydana gelmektedir.:
a)birtakım kozmolojik spekülasyonlarla birlikte, 1028 adet ilahi içeren rig veda,
b)şarkılardan meydana gelen sama veda,
c)kutlu formül ve sözler ihtiva eden yahur veda,
d)büyülü formüller, efsaneler ve masallardan meydana gelen atarva veda.

kaynak:felsefe terimleri sözlüğü, ahmet cevizci.

cronica de una muerte anunciada

marquez'in okuduğum en iyi eseri. sıkı bir gabriel garcia marquez hayranı olduğum için tüm kitaplarını okudum. ve eserleri arasında favorimdir. francesco rosi tarafından sinemaya 1987 yılında uyarlanmıştır. rupert everett ve ornella muti oynamıştır.

lev nikolayeviç tolstoy

"din nedir" adlı kitabında din üzerine düşüncelerini aktarmıştır. dini, bir yahudi darbımeseli ile açıklar;

"insan ruhu allah'ın kuzusudur" der bir hikmetli yahudi darbımeseli. nur-u ilahi ruhunda tecelli etmiyorsa, insan aciz ve zayıf bir mahluktur. fakat bu nur tecelli ettiğinde(ki ancak dinin aydınlattığı ruhlarda yanar) insan dünyanın en kuvvetli mahluku olur. başka türlüsü de olamaz; çünkü işgören onun kendi kuvveti değil allah'ın kudretidir.

din ve onun esası işte budur."

din nedir? adlı eserinden

love in the afternoon

usta yönetmen billy wilder'dan komedi drama türü bir film. sinemaya katkıları yadsınamaycak derecede önemli olan billy wilder yine iyi bir iiş çıkarmış bu filminde. 1950'lerin o tatlı romantik havasını yakalayabilirsiniz bu filmde. paris'in bir aşk şehri olduğunu anlatarak başlar filme. filmin tatlı kızı ariane chavasse (audrey hepburn)'in ilk defa aşık olması ve sonrasında yaşadıklarını konu edinir.

aziz augustinus

"itiraflar"ına "bu yaşama ölen yaşam mı yoksa yaşayan ölüm mü demek daha doğru olur bilmiyorum" diyerek başlar. tanrı'ya samimi bir şekilde içindekileri anlatır. yaşamında doğrusuyla yanlışıyla neler yaşadığını aktarır. bu kitabı bir bakıma vicdan muhasebesidir.

zapiski iz podpolya

rus yazar dostoyevski'nin kaleme aldığı, kendini dünyadan çekmiş, kendisiyle hesaplaşan bir kişiyi konu edinen kitap.

"kim bilir (emin olamayız tabii) belki de insanların yer yüzünde ulaşmaya çalıştığı tek gaye, bu gayeye ulaşma yolundaki daimi çaba, başka bir deyişle hayatın ta kendisidir, yani iki kere iki dört cinsinden bir formül olan gaye değildir, zaten iki kere iki dört, hayat değildir baylar, ölümün başlangıcıdır."

başucu kitabım oldu.

iş işten geçti

bizlere ikinci bir şans daha verilse bile, ilk yaşamımızda ki seçimleri tekrarlayacağımız gerçeğini bana hatırlatan kitap. hayatımızın seçimlerimiz doğrultusunda aktığını vurgular. bu kitaptan sonra pişman olmamak için seçimlerinize daha çok dikkat edersiniz.